Süryani Halkı Yalnız Değildir!

   Gün geçmesin ki insanlık değerlerine düşman, emperyalistlerin besleyip büyüttüğü tekçi, faşist zihniyetli DAİŞ çetesi Ortadoğunun kadim halklarına karşı yeni bir katliam girişiminde bulunmasın, insanlık tarihinin ortak değerlerine saldırmasın.  Uluslar arası emperyalist güçlerin Ortadoğu’ya ilişkin planlarının maşası olarak devreye soktukları DAİŞ başta Irak, Suriye ve Rojava olmak üzere gittiği topraklara ölüm saçmaya devam ediyor. Ezidi Kürtlerin yaşadığı Şengalde yaptığı katliam, tecavüz, Kerkük’te Türkmenlere saldırısı, İnsalığın ortak vicdanı olan Kobane’yi yerle bir etmesi yetmezmiş gibi bu kez barışseverliğiyle bilinen ve tarihlerinde birçok kez soykırıma uğratılmış Ortadoğu’nun kadim halkı Süryanileri hedef alan katliam girişiminde bulunmaktadır.  En son Rojava’nın Haseke kentine bağlı Süryani halkımızın yaşadığı köylerde çoğu kadın ve çocuk 220 sivil insanı kaçırarak başlattığı katliam girişimini kınıyor ve duyarlı tüm demokratik çevrelerin bu konuda harekete geçmesini istiyoruz.

   Uluslararası emperyalist güçlerin Ortadoğu'ya ilişkin planlarının maşası olarak devreye soktukları DAİŞ başta Irak ve Suriye olmak üzere gittiği topraklara ölüm saçmaya devam ediyor. Bugün DAİŞ denilen çete Asuri-Süryani, Keldani, Kürt, Türkmen, Ezidi, Arap, Alevi, binlerce insanı katlediyor, yaşam alanlarından koparıyor, insana yakışır bir yaşam hakkını ellerinden alıyor.

   Emperyalizmin hegemonya savaşının parçası olarak gelişen “Yeni Ortadoğu’yu” dizayn etme sürecinde öne çıkan Irak ve Suriye’de bugün iç savaş, emperyalist güdümlü çete DAİŞ tarafından kanlı bir katliama dönüşmüştür. Kobane’den püskürtüldükten sonra Haseke yakınlarında YPG ile şiddetli çatışmalara giren DAİŞ, bölgedeki Süryani kasabası Tel Hamar yakınlarındaki köylere saldırdı. “Bugün Habur alanında halklarımıza yaşatılan, Ninova, Şengal ve Kobani’de yaşananlar, 1915’te yaşananlardan farklı değildir: Aslında bir tek farkı, Rojava/Gozarto devriminin öncülük ettiği demokratik perspektif ve bu doğrultuda gerçekleşen halkların her yönüyle birlikteliğidir. Habur alanında Asuri/Süryani/Keldani ve Kürt halklarının DAİŞ terörüne karşı birlikte verdikleri mücadele, bu yolda verilen şehitler, birlikteliğin çelikleştiğini gösteriyor. Önümüze çıkan bu tarihi gerçek, halklarımızı onurlu yaşama götürecek siyasi perspektifi tarif ediyor. Eğer bugün halkımıza, halklara karşı, DAİŞ, El Nusra ve bunların stratejik dostu olan AKP tarafından bu saldırılar oluyorsa, temel neden; demokratik bir perspektifin izlenmesi ve boyun eğilmemesidir.”

   Rojava halkları bugün hala ateş altındadır. DAİŞ çeteleri günlerdir ağır silahlarla saldırdığı, kutsal yerlerinin yıkılıp yakıldığı bir çok tarihi eserin talan edildiği yeni bir soykırıma imza atmaya hazırlanmaktadır. 100’lerce kadın ve çocuk bu barbarlar tarafından kaçırılmıştır. Bu durum insanlık onuru açısından kahredici bir durumdur.

   Kendi ilkel anlayışı dışında kalan herkesi acımasızca katleden DAİŞ, insanlığın ortak değerlerine, yaşam hakkına, kadının özgürleşmesine, çoğulcu yaşam hakkına kendi geleceğini belirleme iradesine saldırmaktadır.

   DAİŞ sadece dışsal tehdit değildir. AKP’nin içeride toplumsal muhalefeti sindirmek, korkutmak, baskı altına almak için kullandığı mezhepçi faşist zihniyetin bir aracı ve yansımasıdır. Halkların eşit ve özgür temelde ve barış içinde yaşama taleplerini, polis ve silahlı çetelerin saldırısı ile bastırmaya çalışan, yıllar sonra askeri sokağa taşıyan, sokağa çıkma yasağını ilan etmekten çekinmeyen AKP’nin tekçi, otoriter, faşizan politikalarının bir ürünüdür. DAİŞ, AKP faşizminin kendisidir.

   Bu politikaların sonucu olarak Ezidi Kürtlerin yaşadığı Şengalde yaptığı katliam, tecavüz, Kerkük’te Türkmenlere saldırısı, İnsalığın ortak vicdanı olan Kobane’yi yerle bir etmesi yetmezmiş gibi bu kez barışseverliğiyle bilinen ve tarihlerinde bir çok kez soykırıma uğratılmış Ortadoğu’nun kadim halkı Süryanileri hedef alan katliam girişiminde bulunmaktadır.  En son Rojava’nın Haseke kentine bağlı Süryani halkımızın yaşadığı köylerde çoğu  kadın ve çocuk 220 sivil insanı kaçırarak başlattığı katliam girişimini kınıyor ve duyarlı tüm demokratik çevrelerin bu konuda harekete geçmesini istiyoruz.

   Bu tarihi dönemde Mardin KESK (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu) olarak taleplerimiz;

   Gerici IŞİD çetelerine değil, Rojava’da ilerici insanlığa her tür insani destek verilsin! Yeni Roboskiler, Şengaller, Ninovalar, Sivaslar yaşanmasın!” ve ayrıca barbarlarca kaçırılan sivil insanlarında biran önce kurtarılması için uluslar arası kamuoyunu da göreve davet ediyoruz.

Ve biz diyoruzki;

   “Bir savaşta sadece insanlar ölmez, insanlık da ölür. Sessizlik saf tutmaktır, bizim safımız insanlıktır” ilkesinden hareketle, tüm emek ve meslek örgütlerini, demokrasi güçlerini, emekçileri ve tüm yurttaşlarımızı özgür, demokratik ve barış içinde bir geleceği bugünden kurmak adına mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.

MARDİN KESK ŞUBELERİ PLATFORMU

Yorumlar