Halepçe ve Roboski Anıldı HALEPÇE
Bugün İnsanlık tarihinin utanç sayfalarından biri olan Halepçe katliamının acısını yüreğimizde en derin şekilde hissettiğimiz gündür..Bugün Halepçe katliamının 24. yıl dönümüdür.Bugün merkezi uygarlığın en kadim halklarından olan Kürtlerin,insanlık tarihinde yaşadığı katliamların en trajik, en onursuz,en vicdansız ve en ahlaksız olanıdır.
Halepçe katliamı.16–17 Mart 1988 tarihinde Enfal harekâtı kapsamında katil Saddam Hüseyin yönetimi tarafından gerçekleştirilen ve iki gün süren zehirli gaz bombardımanı sonrası çoğunluğunu çocuk ve kadınların oluşturduğu yaklaşık 5 bin kişi kaçma fırsatı dahi bulmadan zehirlenerek ya da yanarak katledilmiş, 7000 kişiden fazla insanda yaralanmıştır. Doğanın da büyük ölçüde zarar gördüğü bu saldırıda çevre kirliliği yanında su kaynakları zehirlenmiş, kimyasal gazların etkisiyle on binlerce evcil hayvanın yanı sıra birçok canlı telef olmuş. Yüz binlerce Kürt, tel örgülerle çevrilmiş ve bölünmüş kendi topraklarında, ikiyüzlü egemenlerin gözetiminde kurulan mülteci kamplarında zulüm devam etmiş, açlık ve hastalıktan aralarında çocukların olduğu 280 kişinin ölümüyle sonuçlanmıştır.Kullanılan kimyasal gazlar günümüze kadar takriben 50 bin kişinin ölümüne yaklaşık 150 bin insanın da hastalanmasına ve sakat kalmasına sebep olmuştur.
Yapılan araştırmalara göre Halepçe’de özürlü doğum oranın Hiroşima ve Nagazaki'nin 4 katı olduğu tespit edilmiştir.O dönemin dünya basını buzullara sıkışan üç balinanın hayatını kurtarma haberleri ile insanlık onurunu kurtarmaya çalışırken, kadın, çocuk, genç ve ihtiyar sivil insanların katledilişini görmezden gelmeyi erdem haline getirdiklerini, hala dünya tarihinde bu katliama gereken duyarlılığın gösterilmediğini ve yaraların sarılmadığını görebiliyoruz. Halepçe katliamı ne ilkti ne de son olacaktı. Yüreği dört parçaya bölünmüş bir halkın yakarışıydı, isyanıydı. Bu katliam insanlık onuruna vurulan kara bir leke Kürt halkının asla belleğinden silemeyeceği çığlığıdır. Bu Kürt halkına reva görülen insanlığın soykırımdır.‘ Kör ve sağır olmadan yarım dakika önce Halepçeli bir çocuğun söylediği
İşte o uçan kırlangıç mıdır?
Ya da annemin siyah ve beyaz çığlığı mıdır?
Bu sözler yitirilen belleklerde yer etmiş bulunmaktadır.
Bu kadim halk ve çocukları, yürek dağlayan sözlerin söylenmeyeceği, parçalanmış bedenlerin olmadığı masmavi gökyüzünde topların, helikopterlerin, jetlerin sinsi ve ürpertici sesi yerine rengârenk uçurtmaların özgürce uçabileceği yarınları hak etmiyor mu sizce.
Tüm bunların yanında Kürtler, 24 yıl sonra bu yıl baharı yine hücrelerine kadar hissedeceklerdir. Artık mart ayları, mazlumiyetin ayı veya ölümlerin ayı olmayacak. Kürtler Kawa'dan aldıkları mirasla Dehaqlardan hesap soruyor. Ve Dehaqlar beyinlerindeki emsalsiz acılarla tarihin ateş çukurlarına gömülürken, bu hesaplaşma tüm Ortadoğu Halklarına özgürlük getirecektir. Öldürüldükçe çoğalan ve çoğalacak olan Kürtler, mart ayını daha da artan bir Newroz coşkusuyla karşılamaktadırlar. Bugün artık Newroz ateşi, tüm insanlığı kendi mağrur asaletiyle aydınlatmakta ve zemheri soğukları kendi ateşiyle ısıtmaktadır. Tarih ve Halklar bu ve buna benzer insanlık suçlarını affetmeyecek belleğine kazıyarak ve her zaman hatırlayarak zalimlere, tiranlara karşı onurlu mücadelesini sürdürecektir.
Halepçe Katliamını Unutmayacağız... EĞİTİM SEN MARDİN ŞUBESİ
|
