• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
KESK ONURUMUZDUR..!

BİRLİKTEYKEN DAHA GÜÇLÜYÜZ!

EĞİTİM SEN'Lİ OLMA ZAMANI
PERFORMANSA, SINAVA HAYIR!
1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜ
5 EKİM DÜNYA ÖĞRETMENLER GÜNÜ

Emek, Barış, Demokrasi, Adalet ve Geleceğimiz İçin, Hep Beraber Biz Kazanacağız!

Merhaba Dostlar, İşçiler, Emekçiler, Gençler, Kadınlar, Emekliler, İnsanca bir yaşam mücadelesinde tek sermayesi emeği olanlar, Gelmiş geçmiş bütün değerleri yaratanlar! Merhaba! Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyoruz. Hoş geldiniz! 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Gününüz kutlu olsun!
Dünyanın ve yurdun neresinde olursa olsun yüreği aydınlık bir gelecek için çarpanlara, emek, barış ve demokrasi için zindanlarda o zor koşullarda dahi emek, barış ve demokrasi için çaba göstermeye, direnmeye devam edenlere emeğin kürsüsünden selam gönderiyoruz.
Selam olsun! Çocuklarına onurlu bir gelecek bırakmak için direnenlere!
Dostlar, yoldaşlar,
2025 yılının 1 Mayısına zorlukların, kapitalist barbarlığın saldırılarının ve bunun karşısında direnişin arttığı bir zeminde giriyoruz. Tarihin yeni bir kırılma noktasından geçiyoruz. İşçi sınıfı ve ezilenlerin yüzyıllardır verdiği mücadele ile yaratılan temel hak ve özgürlükler birer birer ortadan kaldırılıyor. Mülteci, kadın ve emek karşıtı politikalar hâkim kılınmak isteniyor. Kapitalizmin aşırı kar hırsı ekolojik yıkımla sonuçlanıyor, savaş ve talan politikalarıyla doğa yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılıyor. Her geçen gün daha fazla işçi, daha fazla emekçi, daha fazla genç, daha fazla kadın, iş güvencesiz, hakları ellerinden alınmış bir şekilde yaşam mücadelesi veriyor.
Yoldaşlar,
Ülkemizde de Saray rejimi kendi bekası için tüm temel hak ve özgürlükleri hiç olmadığı kadar bir kez daha askıya almış durumda. Başta Taksim yasağı olmak üzere 1 Mayıs yasakları da göstermektedir ki, toplumun en temel hakları bugün ciddi tehdit altında.
İktidar bloğunun en son 19 Mart darbesinde de olduğu gibi baskıları ve şiddetin boyutları her geçen gün artmış durumda.
30 milyonu aşkın yurttaşımızın oy kullanarak seçtiği belediye eşbaşkanları, seçilmişler AKP iktidarı tarafından görevden alınarak, yerine kayyum atanarak seçme ve seçilme hakkımız gasp ediliyor. Halk iradesi hiçe sayılarak seçimleri anlamsız hale getirmek, yaşamın tüm alanlarını kontrolleri altına almak istiyorlar. Yolsuzlukları, talan ve rant düzenleri devam etsin istiyorlar.
Bunun için siyasetçiler, gazeteciler, aydınlar, sendikacılar, avukatlar, sanatçılar, muhalif tüm kesimler hedef alınıyor. Yargı, iktidarın, Sarayın emir eri haline getiriliyor.
Bu saldırının tam da Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözümünün konuşulduğu günlerde yapılması manidardır. Biliyoruz ki, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözülmesi, emekçilerin yaşamını da doğrudan etkilemektedir. Ancak bu konuda da iktidarın asıl derdinin rejimin bekası ve kalıcı hale getirilmesi olduğu görülmektedir.
İktidarın bir diğer derdi ise toplumsal ilişkilerin gericilik ve dini referanslar temelinde yeniden düzenlenmesidir. Laiklik karşıtı uygulamalara her gün bir yenisinin eklenmesinin yanı sıra kadına ve kadın bedenine yönelik saldırılar da aynı zihniyetin eseri olarak karşımıza çıkıyor.
Güzel ve özgür kadınlar hoşgeldiniz.
Jinen Azad u delal hun bi xer hatin
Emek, birlik ve dayanışma gününde görünmeyen emeğinin sesini yükselten kadınlar burada.
Makul gördükleri sınırlarda yaşamayı reddeden kadınlar burada.
Kaç çocuk ve nasıl doğuracağıma ben karar veririm diyen kadınlar burada.
Kayıt dışı ve güvencesiz işlerde düşük ücretlerle çalışmayı reddeden kadınlar burada.
İşsiz bırakılan, ev içi ücretsiz bakım işleri yaptırılan, esnek çalışmaya mahkum edilen kadınlar burada.
Savaşlarda ganimet olarak el konulan, tecavüz edilen,  katledilen kadınların çığlıkları Orta Doğudan yükselirken sessizliğin sesi kadın katliamlarına, kırımına hayır diyoruz.
Savaşa hayır diyoruz.
Toplumsal cinsiyet eşitliğini görmeyen bütçenize, cinsiyet eşitliğini yok sayan eğitim politikalarınıza karşı örgütlülüğümüzü büyüteceğiz.
Ayrımcılık ve nefret politikalarınızı reddediyoruz.  Bir kez daha yineliyoruz; izninizle var olmadık, yasaklarınızla yok olmayacağız.
Artık yeter!
Cinsiyetçi iş bölümü politikalarınızdan vazgeçin­!
Sermayeye değil kadınların güvenliği ve güvenceli istihdamına bütçe ayırın!
 
Dostlar,
Çalışma yaşamında da örgütlenmenin önündeki engeller her geçen gün daha da büyüyor.
Türkiye'deki emekçilerin karşı karşıya olduğu zorluklar ve sendikal hak ihlallerine askeri darbe dönemlerini aşan grev yasakları, gözaltı ve tutuklamalar ekleniyor.
Her geçen gün daha fazla emekçi iş kazalarında hayatını kaybediyor. Bu ülkede işçi cinayetleri, sermayenin “kar”ı için daha fazla can alıyor.
Savaşlar, yoksulluk ve baskılar nedeniyle yaşadıkları yerleri terk ederek ülkemize sığınmak zorunda kalan mülteciler, çoğu zaman kayıt dışı ve güvencesiz koşullarda, çok düşük ücretlerle çalıştırılıyor.
Ülkemizde emekçilerin yoksulluk kıskacında borç batağına sürüklendiğini, çözümü kredi ve borçlanmada aradığını, işsizliğin ise sermaye tarafından emekçilere karşı bir silah gibi kullanıldığını açıkça görüyoruz.
Emekliler ise adeta ölüme mahkûm ediliyor! Milyonlarca emekli bırakalım yoksulluğu açlık sınırının dahi altındaki koşullarda yaşam mücadelesi veriyor.
 
 
Dostlar,
Ama yok öyle enseyi karartmak. Artık korku duvarları birer birer yıkılıyor. Direniş umudu büyütüyor, karanlık perdeyi param parça ediyor. Ülkemizin dört bir tarafında sadece biz işçiler, emekçiler değil; öğrencilerden gazetecilere, kadınlardan sendikacılara kadar her kesim, bu bozuk düzene karşı savaş veriyor. Ülkemizin tüm alanlarında eşitlik, özgürlük sloganları yükseliyor. Gençlik kendi geleceğini inşa etmek istiyor. Kadınlar eril tahakküm prangalarını yerle bir ediyor. Emekçiler ve halklarımız geleceklerine kendileri karar vermek, siyasetin ve ekonominin aktif öznesi olmak istiyor. Anayasal haklarını, temel hak ve özgürlüklerini kullanmak istiyor.
Bunun da yolu birlikte ve ortak mücadele etmektir!
-Emeğin sömürülmediği,
-Herkesin güvenceli, insanca çalıştığı bir işinin ve gelirinin olduğu,
-Sendikal hak ve özgürlüklerin önünün açıldığı, grevlerin yasaklanmadığı,
-Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alındığı,
-Tüm emeklilere insanca yaşamaya yetecek bir aylık verildiği,
-Haksız ve hukuksuz bir şekilde ihraç edilen KHK’lilerin işine geri döndüğü,
-Kimsenin kimliğinden, inancından, cinsiyetinden dolayı haksızlığa uğramadığı,
-Kadınları aile içinde tanımlayan, bedenine ve emeğine saldıran politikaların son bulduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı,
-İstanbul Sözleşmesinin feshinin iptal edildiği,
-Halk iradesinin yok sayılmadığı,
-Kayyum uygulamalarının son bulduğu,
-Siyasetçilerin, gazetecilerin, aydınların, toplumsal muhalefetin tutuklanmadığı,
-Hasta tutsakların ve siyasi tutsakların serbest bırakıldığı,
-Ekolojik kırım politikalarının son bulduğu,
-Anadilde eğitimin ve kamusal hizmetlerin önündeki engellerin kaldırıldığı,
-Çocuklarımızın okula aç gitmediği,
-Eşit yurttaşlığın, barış ve kardeşliğin hâkim olduğu,
Emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu bir dünya ve ülkeyi ortak mücadeleyi büyüterek birlikte kuracağız.
 
 
Dostlar,
Türkiye halklarının ve tüm toplumsal kesimlerin, Barış ve Demokratik Toplum çağrısının yaşamsallaşması için sorumluluk üstlenmesi gerekmektedir. İktidar ve muhalefet partilerinin yöneticileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve aydınların; ülkede barışın ve demokrasinin tesis edilmesi için birlikte mücadele etmesi tarihi bir sorumluluktur. Barış ve demokratik toplum çağrısıyla birlikte toplumsal barışın sağlanması ve haksız hukuksuz verilen cezaların ortadan kaldırılması için tüm siyasi tutsakları kapsayan genel af ilan edilmelidir.
Ortadoğu’da barışın ve demokrasinin gelişimine katkı sunulmalıdır. Kuzey ve Doğu Suriye’de, Rojava’da başta Kürt halkı olmak üzere tüm halkların iradesi ve kararı esas alınmalıdır.
Biliyoruz ki, barışın ve demokrasinin teminatı ve yaratıcısı bütün değerleri yaratan emekçiler, yani bizleriz.
Bugün, 1 Mayıs meydanlarında bir kez daha haykırıyoruz; Barıştan ve demokrasiden yana, aydınlık bir gelecek için umut yine bizleriz!
Barışın egemen olduğu, eşitlik ve özgürlük temelinde halkların ve emekçilerin bir arada yaşadığı demokratik toplumu hep birlikte inşa edeceğiz.
YAŞASIN 1 MAYIS!
BIJÎ YEK GULAN!


21 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
KESK'ten Haberler
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam244
Toplam Ziyaret322006
Hava Durumu
Saat
ANADİLSİZ EĞİTİM OLMAZ
DAHA GÜZEL BİR DÜNYA İÇİN EĞİTİM SEN'DE ÖRGÜTLEN
10 EKİM ANKARA KATLİAMI!
FAŞİZME, DARBELERE VE SAVAŞA KARŞI BARIŞ VE DEMOKRASİ İSTİYORUZ!
21 MART NEWROZ KUTLU OLSUN!
EŞİT VE ÖZGÜR YAŞAMAK İSTİYORUZ!
1 MAYIS
BİRLİKTE DEĞİŞTİRECEĞİZ