• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Üyelik Girişi
Site Haritası
Takvim
KESK ONURUMUZDUR..!

BİRLİKTEYKEN DAHA GÜÇLÜYÜZ!

EĞİTİM SEN'Lİ OLMA ZAMANI
PERFORMANSA, SINAVA HAYIR!
1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜ
5 EKİM DÜNYA ÖĞRETMENLER GÜNÜ

İSYANDAN DİRENİŞE, DİRENİŞTEN ÖZGÜRLÜĞE

08/03/2022

ILO 190 Sayılı Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Sözleşmesi İmzalansın!

    İSYANDAN DİRENİŞE, DİRENİŞTEN ÖZGÜRLÜĞE
 Dünyada kadınların yüzyıllardır süren dayanışmasının, direnişinin, isyanının adıdır 8 Mart. 8 Mart 1857'de New York'ta dokuma fabrikasında binlerce kadın düşük ücretleri, 16 saati bulan çalışma süresi, insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için greve gitti. Polisin fabrika yönetiminin desteğiyle işçilere saldırması, işçileri fabrikaya kilitlemesinin ardından çıkan yangında 129 kadın işçi can verdi.   26/27 Ağustos 1910'da 2. Enternasyonal'de Clara Zetkin'in önerisiyle 8 Mart New York'ta yaşamını kaybedenlerin anısına "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılması önerisi oybirliğiyle kabul edildi.
Aradan 165 yıl geçti, patriyarkanın kadının emeği, bedeni, kimliği üzerindeki el koyma, şiddet ve baskısı azalmadı. Ataerkil kapitalist sistemin yarattığı eşitsizlik, ayrımcılık ve Toplumdaki cinsiyetçi işbölümü sorgulanmadığı için kadınların daha düşük gelirli, yükselme şansı olmayan işlerde çalışmaları ve esas görevlerinin aile içi sorumlulukları olduğu düşüncesi meşrulaştırılıyor. Bu da genel yoksulluk içinde kadın yoksulluğunun daha da artmasına yol açıyor.
  Kamuda dönüşüm politikaları ve özelleştirmeler sonucunda güvencesiz, esnek, yarı zamanlı çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılmasıyla birlikte işyerlerimiz daha fazla şiddete ve tacize açık hale geldi.  Kamusal alanın OHAL rejimi kararnameleri ve geçici 35. madde aracılığıyla tasfiye edildiği bir süreçte emekçilerin iş güvencesi ve örgütlenme hakkı üzerinde baskılar artıyor. Özellikle kadın emekçilere dönük iş yaşamında cinsiyetçi, ayrımcı uygulamalar, taciz ve mobbing kadınları daha fazla istihdamın dışına itiyor, zaten kırılgan olan çalışma hayatımız pamuk ipliğine bağlı hale geliyor.
 Şiddet ve tacizin açıkça çalışanların sağlığını ve güvenliğini tehdit etttiği gerçeğinden yola çıkarak; başta kadınlar ve LGBTİQ+ lar olmak üzere şiddetten ve tacizden arınmış çalışma yaşamı için 190 sayılı İş Yaşamında Şiddet ve Tacizin Ortadan Kaldırılması ILO Sözleşmesinin ve 206 sayılı Tavsiye Kararı'nın ülkemiz tarafından da bir an önce onaylanmasını ve etkin bir şekilde uygulanmasını istiyoruz.
Sistematik olarak artan kadın katliamları kadın kırımına dönüştü,  kadın kırımını önlemek için hiç bir politika geliştirmeyen AKP/MHP iktidarı kadın düşmanı politikaları tek tek hayata geçiriyor. İstanbul Sözleşmesi'nin feshinin hemen arkasından gelen kadın kazanımlarına saldırılar şimdi de 6284 sayılı yasanın hedefe konulması,  6. yargı paketi ile çocuk istismarcılarına af getirilmesi, yoksulluk nafakasının süreyle sınırlandırılması, boşanmalarda aile arabuluculuğu sisteminin getirilmesi ile kadınlara aile dışında seçenek sunulmaması tartışmaları ile devam ediyor.
Kadınların haklarına ve kazanımlarına dönük tüm bu kadın düşmanı politikalarda gerici vakıf, tarikat ve cemaatler devreye sokuluyor. Müfredatta yapılan değişikliklerle hazırlanan kitaplarda kadın ve erkek arasındaki eşitsizlikler fıtrata bağlanıyor, kadınların ikincil konumda olduğu öğretilmeye çalışılıyor. Hayatın her alanının gericileştirildiği, kadınların medeni kanunla korunan hakları gasp ediliyor, yerine şerri hukuka uygun düzenlemeler yapılıyor.
Dünya'da ve bölgemizde savaşlar hız kesmeden devam ediyor. Emperyalistlerin çıkar ve paylaşım kavgaları Rusya/Ukrayna üzerinden yürütülüyor. Afganistan, Irak, Suriye ve Kuzey Afrika'da yürütülen bölgeyi istikrarsızlaştıran ve halklar arası savaşa sürükleyen politikalardan en çok kadınlar etkileniyor. Savaşta canlarımızı kaybediyor, yerimizden yurdumuzdan ediliyor mültecileştiriliyoruz. Gittiğimiz ülkelerde ayrımcılığa uğruyor, ucuz iş gücü olarak görülüyoruz.
Kadınların toplumsal özne olarak yaşamın içerisinde yer almasını istemeyen siyasal iktidar, yeni rejime uygun makbul kadın yaratma çabası ile muhalif kadınlar üzerindeki baskısını arttırıyor. Üniversite öğrencileri, siyasetçiler, sanatçılar, gazeteciler, kadın aktivistler, sendikal mücadele yürüten kadınlar keyfi, hukuksuz gözaltı ve tutuklamalarla karşılaşıyor. Her eylem ve etkinliğimize yönelik dava açılarak geri adım atmamız bekleniyor.  Bir önceki dönem SES Eş Genel Başkanımız Gönül Erden başta olmak üzere üye ve yöneticilerimiz tutuklanarak sendikal mücadelemiz kriminalize edilmeye çalışılıyor. LGBTİQ+ lara dönük nefret ve homofobi kışkırtılıyor. Trans cinayetlerinde etkin soruşturmalar yürütülmüyor ama hak aramak için sokağa çıkan LGBTQ+ lar gözaltına alınıyor, davalar açılıyor.
Kriz karşısında grev yapan, direnen emekçiler olarak dün Migros Depo' da kazandık,  şimdi sıra Farplas'ta, orada da kazanacağız.
Kadın cinayetlerinde failleri koruyan erkek devlet ve yargıya karşı mahkeme önlerinde "Erkek adalet değil gerçek adalet" demekten vazgeçmedik. Adalet nöbeti tutan Emine Şenyaşar ile dayanışmadan geri durmadık. "Tek bir kadının bile kaybedilmesine, katledilmesine tahammülümüz yok" dedik,  "Gülistan Doku nerede?" diye sormaktan vazgeçmedik.
Cezaevinde cinsel şiddete maruz kaldığını açıklayan Garibe Gezer'in şüpheli ölümü karşısında susmadık! Sağlık hizmetine erişimin engellendiği, tecrit koşullarının arttırıldığı, hasta mahpusların sağlık ve yaşam hakkının ihlal edildiği bir süreçte Aysel Tuğluk ve tüm hasta mahpusların serbest bırakılması için kampanyalar örgütledik. Deniz Poyraz'ın katledilmesine karşı öfkemizi alanlarda birleştirdik, mahkeme salonuna sığmadık. Çilem Doğan'a verilen 15 yıl cezayı kabul etmedik, “öz savunma haktır” dedik.
Hakkımız olanı ancak sokaklarda olarak; evde, işte, cezaevinde, okulda ve yaşadığımız her yerde mücadeleyi büyütürsek kazanacağımızı biliyoruz.
Bugün kadınların öncülüğünde toplumsal mücadeleyi yükselterek, faşizmin sonunu kadın eliyle gerçekleştirmenin zeminini her zamandan daha fazla olgunlaşmış durumdadır. Faşizmin, erkek egemenliğinin vücut bulmuş hali AKP/MHP iktidarına karşı kadınları  "İsyandan direnişe, direnişten özgürlüğe"  şiarıyla kadın örgütlüğünü büyütmeye davet ediyoruz.  Bu 8 Mart'ta da kadın kazanımlarına dönük saldırılara, kadın yoksulluğuna, savaşa, kadın emeğinin güvencesizleştirilmesine ve görülmemesine,  işyerlerimizde yaşadığımız ayrımcılığa, şiddete ve tacize karşı isyanımızı birleştirip, kadın buluşmaları ile direnişi örgütlemek için alanlarda, işyerlerinde olmaya devam edeceğiz.
 
KESK'li kadınlar olarak erkek egemen sistemin bize dayattığı yaşamı kabul etmiyor,8 Mart Kadınların Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü'nde de taleplerimizle alanlarda, işyerlerinde olmaya devam ediyoruz.

  8 Mart’ta tüm çalışan kadınların ücretli izinli sayılması için yasal düzenleme yapılması için ALANLARDAYIZ!

 

  ILO’nun 190 sayılı şiddet ve tacizin önlenmesi sözleşmesi imzalanması, kadınlara ve LGBTİ + lara uygulanan ayrımcılık, şiddet, taciz, mobbingin son bulması, cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir çalışma yaşamı ve ortamı sağlanması için ALANLARDAYIZ!

  Grevli, gerçek bir toplu sözleşme yasasının yapılması, TİS görüşmelerinde kadın taleplerinin ayrı bir başlıkta ve gündemle kadın temsilcilerle ele alınması, mutabakat metninde ayrı başlık altında toplanması için ALANLARDAYIZ!

  İş ve aile yaşamını uyumlaştırma politikaları kapmasında, ev ve bakım yükümlülüklerini kadına yükleyen bir anlayışla kadınlar için kurgulanan esnek, yarı zamanlı çalışma biçimleri terk edilmesi için ALANLARDAYIZ!

  Eşdeğer işe eşdeğer ücret politikası esas alınması, parçalı istihdam politikalarından vazgeçilmesi, güvenceli çalışmanın esas alınması için ALANLARDAYIZ!

  Kamu kreşlerinin yeniden açılması, tüm çalışanların ulaşabileceği yaygınlıkta ücretsiz, nitelikli, anadilinde ve gerektiğinde 7/24 hizmet verilebilmesi için ALANLARDAYIZ!

   Doğum izinlerinin 32 haftaya çıkarılması, devredilemez babalık izninin düzenlenmesi için ALANLARDAYIZ!

  Süt izinlerinin kullanımının önündeki her türlü yasal ve fiili engelin kaldırılması için ALANLARDAYIZ!

  Kadın Bakanlığının kurulması için ALANLARDAYIZ!

  İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin iptal edilmesi,  6284 sayılı yasanın etkin uygulanması,  6. yargı paketi adı altında kazanımlarımızı hedef alan nafakanın kaldırılması, "boşanma arabuluculuğu" saldırıların son bulması için ALANLARDAYIZ!

  Eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamusal alanın tümüne yayılan dinselleştirme politikalarından vazgeçilmesi için ALANLARDAYIZ!

  Kadınlar için daha fazla yoksulluk, şiddet, göç ve ayrımcılık anlamına gelen savaş politikalarının son bulması. Eşit, özgür ve barış içinde bir arada yaşamın koşullarının sağlanması için ALANLARDAYIZ!

  OHAL komisyonunun lağvedilmesi, OHAL KHK’leri ve geçici 35. madde ile haksız hukuksuz yere işten çıkarılan tüm emekçilerin görevlerine iade edilmesi için ALANLARDAYIZ!

  Kadınların, yönetim ve karar mekanizmalarında eşit katılımını sağlayacak düzenlemelerin yapılması için ALANLARDAYIZ!

  Bütçe hazırlanırken toplumsal cinsiyet eşitliğinin esas alınması için ALANLARDAYIZ!

          Kadın hijyen ürünlerinin ücretsiz olması, istekleri halinde iki gün regl izni düzenlenmesi için ALANLARDAYIZ!

 

YAŞASIN KADINLARIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELESİ

YAŞASIN KESK

JIN JİYAN AZADİ

340 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
KESK'ten Haberler
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam64
Toplam Ziyaret284441
Hava Durumu
Saat
ANADİLSİZ EĞİTİM OLMAZ
DAHA GÜZEL BİR DÜNYA İÇİN EĞİTİM SEN'DE ÖRGÜTLEN
10 EKİM ANKARA KATLİAMI!
FAŞİZME, DARBELERE VE SAVAŞA KARŞI BARIŞ VE DEMOKRASİ İSTİYORUZ!
21 MART NEWROZ KUTLU OLSUN!
EŞİT VE ÖZGÜR YAŞAMAK İSTİYORUZ!
1 MAYIS
BİRLİKTE DEĞİŞTİRECEĞİZ