Değerli Basın Emekçileri, Kaybettiğimiz Arkadaşlarımızın Değerli Aileleri, Sevgili Dostlar
Bundan tam dört yıl önce, ülkemizi yaşanmaz hale getiren çatışma ortamının sona erdirilmesive barışın tesis edilmesi için DİSK, KESK, TMMOB ve TTB olarak tüm yurttaşlarımızı “Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ için Ankara’ya davet etmiştik.
Yaptığımız çağrıya kulak veren on binlerce yurttaşımız Türkiye’nin dört bir yanından gelerek, Ankara Garı önünde buluşmuştu.
10 Ekim 2015 sabahında bu alanda yüreklerinde sevgi, gözlerinde gülücük, dillerinde barış türküleri olan on binlerce kişi kardeşçe yan yana bulunuyordu. O karanlık dönemde hepimize umut veren bu coşkulu birliktelik saat 10’u 4 geçe birbiri ardına patlayan iki bomba ile kana bulandı.
IŞİD üyesi iki canlı bomba tarafından gerçekleştirilen bu kanlı saldırı sonucunda 103 arkadaşımız hayatını yitirdi. 500’e yakın arkadaşımız yaralandı ve uzuv kaybı yaşadı, sakat kaldı.
Türkiye tarihinin en büyük kitle katliamında kaybettiğimiz bütün arkadaşlarımızı saygı ve özlemle anıyoruz. Arkadaşlarımıza olan hasretimiz, her geçen gün daha da büyüyor.
Değerli Basın Emekçileri, Sevgili Arkadaşlar
Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl Ağustos ayında 10 Ekim Davası karar bağlandı ve 9 kişi hakkında 101 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi. Dosyaları ayrılan 16 firari sanık hakkındaki davanın üçüncü duruşması 21 Kasım’da görülecek.
Katliama ilişkin dava iddianamesi mahkemeye sunulduğu günden itibaren yürütülen soruşturmanın olayı tüm boyutlarıylaaçıklığa kavuşturmaktan uzak olduğunu ifade ettik.
3 yıldır katıldığımız her duruşmada, katliamda ihmali olan kamu görevlilerinin ve sorumlulukları bulunan siyasetçilerin de yargılanması gerektiğini dile getirdik. Ne yazık ki mahkeme bu doğrultuda cesur bir adım atmadı ve bu eksik karar sonucunda kamuoyu vicdanında adalet tecelli etmedi.
Saldırı sonrasında yaptığı “patlama sonrasında oylarımız yükseliyor” sözleriyle hafızalarımızda yer eden dönemin Başbakanı, geçtiğimiz aylarda “7 Haziran-1 Kasım seçimleri arası dönemdeki defterler açılırsa birçok siyasetçi insan içine çıkamaz” açıklamasında bulundu.
Bu sözler,katliamın siyasal boyutları konusundaki endişe ve iddialarımızın haklılığını göstermiştir.Buradan davanın görülmekte olduğu mahkeme heyetini bir kez daha göreve çağırıyoruz: Bu açıklama hem bir ihbar, hem de itiraf kabul edilmelidir. Başta dönemin başbakanı ve içişleri bakanı olmak üzere dönemin siyasilerini davaya dâhiledilmelidir.
Değerli Basın Emekçileri, Sevgili Arkadaşlar
Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesi yitirdiğimiz arkadaşlarımızın en büyük emanetidir. Bizler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu doğrultuda kararlı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.
Katliamın dördüncü yılında, bombaların patladığı acı dolu meydandan seslenen arkadaşlarımızın mücadele gücüne biz Mardin Emek Demokrasi Platformu olarak güç katmaya devam edeceğiz
Kaybettiklerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız!
Sorumlularını unutmayacağız, affetmeyeceğiz!
Yaşasın Emek, Barış ve Demokrasi Mücadelemiz
Yaşasın Halkların Eşitliği
Mardin DİSK – KESK Mardin Şubeler Platformu– Mardin TMMOB
–Mardin Tabip Odası-İHD Mardin Şubesi